Vizyon Kauçuk

0212 595 48 14

Kauçuk Sözlüğü

A

ASTM: 1- Amerikan Malzeme ve Test Derneği (American Society for Testing and Materials). 2- 1 akrilat ve az sayıda çapraz bağlı monomerden oluşmuş bir kopolimer.

ABRASION RESISTANCE: Aşınma dayanımı. Bir malzemenin sürtünme neticesinde, yüzeyden parçacık kaybına karşı dayanımı.

ABRASION RESISTANCE INDEX:  Aşınma Dayanımı İndeksi. Vulkanize bir kauçuk parçanın aynı koşullar için belirlenmiş standartlara göre aşınma dayanımının ölçüsü.

ACCELERATED AGING: Hızlandırılmış yaşlanma. Doğal zaman akışının ve kullanım sürecinin etkilerini oluşturabilmek ve ölçebilmek için geliştirilmiş bir metot.

ACCELERATOR: Hızlandırıcı. Elastomer karışımlarının vulkanizasyonunu hızlandırmak için küçük miktarlarda kullanılan bir kimyasal.

ACRYLATE RUBBER: Akrilat Kauçuk. Akrilat esterlerden oluşan elastomerlerin genel adı.

ACRYLIC RUBBER: Akrilik Kauçuk.

ACTIVATOR: Aktivatör. Elastomer karışımlarda kullanılan akselatörlerin etkinliğini arttırmak için küçük miktarlarda kullanılan bir kimyasal.

ADHESION: Yapışma. Yüzeysel kuvvetlerin etkisiyle iki yüzeyin birbirine tutunma durumu. Bu durum moleküler kuvvetlerle, kilitlenme hareketiyle (interlocking action) ya da her ikisiyle sağlanır.

ADHESION FAILURE: Yapışma hatası. Yapışmış iki malzemenin birbirinden ayrılması.

ADHESIVE: Yapıştırıcı. İki ayrı malzemeyi yüzeylerinden tutturma yeteneğine sahip madde.

AGE RESISTANCE: Yaşlanma dayanımı. Stoklama ve kullanım sırasında oksijen, ısı, ışık ve ozonun etkilerine karşı dayanım.

AGING: Yaşlanma/ Yaşlandırma. Bir malzemenin, bir çevrede belli bir süre kalmasının sonucunda oluşan, özelliklerindeki geri döndürülemez değişiklikler/ Bir malzemeyi spesifik bir ortamda belirli bir süre tutma.

AGING, AIR OVEN: Malzemeyi, fırında sirküle olan sıcak havanın etkilerine maruz bırakarak yaşlandırma.

AGING, AIR TEST TUBE: Malzemeyi, fırının içine konan kapalı bir test tüpünde statik havanın etkilerine maruz bırakarak yaşlandırma.

AIR CHECKS: Pres veya kalıpla, pişen malzemenin arasına giren havanın malzeme yüzeyinde çıkarttığı izler.

AIR-CURING: Hava sıcaklığında veya arttırılmış sıcaklıklarda ve genellikle atmosfer basıncında vulkanizasyon.

AMBIENT TEMPERATURE: Ortam sıcaklığı. Malzemeyi çevreleyen maddenin veya atmosferin sıcaklığı.

ANTIOXIDANT: Antioksidan. Oksijenin, malzeme üzerindeki etkilerini geciktiren bir kimyasal.

ANTIOZONANT: Ozonun, malzeme üzerindeki etkilerini geciktiren bir kimyasal.

ANTISTATIC AGENTS: Karışıma katıldıklarında elektron yüklerinin dağıtılmasına yardımcı olan kimyasal maddeler. Bu sayede kıvılcım oluşumu gibi riskler ortadan kaldırılmış olur.

ASH: Kül.

AUTOCLAVE: Otoklav. Kauçuk parçaların vulkanizasyonu için kullanılan basınçlı kaplar sınıfından bir fırındır.

B

BR (BUTADIENE RUBBER): Butadien Kauçuk.

BACK RINDING: Kauçuk parçanın kalıp birleşim yerinde uğradığı distorsiyon (çarpıklık). Bu olay genelde tüm malzeme kalıbın içine akmadan önce gerçekleşir.

BANBURY (Internal Mixer): Yüksek güçlü, kapalı karıştırma makinası. Kauçuk veya diğer uygun malzemelerin karıştırılmasında kullanılır.

BATCH: Fasılalı bir proses içerisindeki bir karıştırma operasyonunun ürünü.

BEAD: Çelik tel, kord bezi ve kauçuk karışımından oluşan çember şeklinde yapı. Lastiğin janta tutunan parçası.

BLACK: Bkz. Carbon Black. Karbon siyahı için kısaltma.

BLANK: Bir kalıba koymak için şekli ve ölçüleri uygun karışım parçası.

BLISTER: Malzemenin yüzeyinde oluşan kese şeklinde boşluk, içeri giren gazların genleşmesi sonucunda oluşur.

BLOOM: Yüzey görünümündeki değişiklik. Sebebi katı veya sıvı bir bileşenin iyi bağdaşmama sonucunda yüzeye çıkması.

BLOW: Sünger kauçuk imalatındaki hacim genişlemesi. Yüzde veya oran olarak ifade edilir.

BLOWING AGENT: Kimyasal veya termal yollardan gaz oluşumunu sağlayan bir kimyasal. Sünger yapımında kullanılır.

BOND: Bağ. Yapıştırıcı kullanılarak elde edilmiş malzemelerin birleşim yeri.

BONDING AGENT: Bkz. Adhesive.

BOOT: Esnek ek yerlerini toz, nem ve kire karşı koruyan kaplama.

BRITTLE POINT: Gevreklik Noktası. Pişmiş bir kauçuk parçanın belirlenmiş test koşullarında ve ani bir darbede kırıldığı en yüksek sıcaklık derecesi.

BULK DENSITY: Toz, parçacıklar, küpler gibi yığın malzemelerin yoğunluğu. Kütlenin hacme oranı.

BUNA-N: Akrilonitril ve butadienin kopolimerleri için orijinal Alman tabiri.

BUNA-S: Stren ve butadienin kopolimerleri için orijinal Alman tabiri.

BUTADIENE: Butadien. CH2CHCH2 yapısında, oda sıcaklığında gaz halde bulunan bir hidrokarbondur. Stren ve akrilonitrille kopolimer oluşturduğu gibi, kendisiyle de polibutadien olarak polimerize olur.

BUTT SPLICE: Alın Eki (Kaynağı). Vulkanizasyondan önce veya sonra parçaların alın alına birleştirilerek eklenmesi.

BUTYL RUBBER: ASTM ifadesi; IIR (isobutylene-isoprene rubber) olan kauçuğun genel adıdır.

C

CM: Chlorinated Polyethylene

CO: Epichlorohydrin Homopolymer

CR: Chloroprene (neoprene)

CSM: Chloro Sulfonyl Polyethylene (Hypalon)

CALENDER: Kalender. İçten ısıtmalı veya soğutmalı 3 veya daha fazla silindirin ters yönlerde dönmesiyle çalışan bir makinadır. Levha şeklinde mal çekme ve beze hamur çekmede kullanılır.

CARBON BLACK: Karbon Siyahı (Karası). Elastomer karışımlarını kuvvetlendirmek için katılan ince formda karbon elemanıdır.

CARBON BLACK MASTERBATCH: Yoğun karbon karası içerikli karışım.

CAST: Döküm.

CEMENT (Rubber Cement): Solüsyon. Bir elastomerin ya da karışımının uçucu bir solvent içinde çözülmesiyle elde edilir.

CHALKING: Malzeme yüzeyinde tozlu bir kalıntı oluşumu.

CHECKING: Kauçuk malzemenin yüzeyinde oluşan kısa, sathî çatlaklar. Genellikle çevre koşullarından kaynaklanır.

CHLOROPRENE: CH2CC1CHCH2 Monomerinden oluşan kauçuk türü.

CHLOROSULFONATED POLYETHYLENE: Ticari adı Hypalon olan elastomerik malzeme.

COEFFICIENT OF EXPANSION: Genleşme Katsayısı

COEFFICIENT OF FRICTION: Sürtünme Katsayısı

COMPOSITE: Kompozit.Spesifik bazı özellikleri elde etmek için, iki veya daha fazla malzemenin sentetik yolla karıştırılmasından oluşan homojen malzeme.

COMPOUND: Son ürün için gerekli tüm bileşenleri içeren polimer karışımı. 

CONTINUOUS VULCANIZATION: Sürekli vulkanizasyon. Hortum veya kablo gibi malzemelerin tüplerden çekilerek üretilmesinde kullanılan, vulkanizasyonun sürekli olduğu uzun hatlara sahip bir prosestir. Ayrıca tuz banyosu da sürekli vulkanizasyonda kullanılabilir.

COPOLYMER: İki veya daha fazla çeşit monomerden oluşan polimer.

COPOLYMERIZATION: İki veya daha fazla monomer molekülünün birleştiği kimyasal reaksiyon.

CRACKING: 1- Çatlak. Işık, ısı, ozon ve tekrarlanan bükülme ve gerilmelerin neticesinde oluşan keskin kırılmalar. 2- Ham kauçuğun hamur makinasından geçirilmesi işlemi.

CRAZING: Kauçuk veya plastik yüzeylerde oluşan küçük çatlaklar.

CREEP: Sürünme. Gerilim altındaki bir malzemede kalıcı deformasyonun oluşması.

CROSS LINKING: Çapraz Bağlanma.

CURE: Çapraz bağlama ve vulkanizasyonla benzer anlama gelir. Vulkanizasyon kükürtle oluşan çapraz bağlanmayı ifade ederken, ‘cure’ diğer çapraz bağlanmaları da kapsar (peroksit, radyasyon vb…)

CURING AGENT: Çapraz bağlanmayı sağlayan kimyasal.

D

DAMPING: Sönümleme, absorbe etme.

DEFLASHING: Çapak alma.

DELAMINASYON: Katlara ayırma.

DENSITY: Yoğunluk. Birim hacmin kütlesi.

DRUM CURE: Malzemenin bir tamburun etrafına sıcak hava veya buharla pişirildiği yöntem.

DUMBBELL: Fiziksel testlerde kullanılan ince deney parçası.

DUROMETER: Kauçuk ve Plastik parçaların sertliğini ölçmeye yarayan bir alet.

E

EPDM: Etilen, propilen ve bir dienden oluşan terpolimer.

EPM: Etilen ve propilenden oluşan kopolimerler.

EBONITE: Sert bir kauçuk türü. Yüksek seviyelerde vulkanizasyonla oluşur.

ELONGATION: Uzama

ELONGATION, ULTIMATE: Kopma uzaması.

EMBRITTLEMENT: Gevrekleşme.

F

FKM: Floro elastomer.

 FILLER: Dolgu.

 FILLER, INERT: Fiziksel özelliklere etkisi olmayan dolgu maddesi.

 FLASH: Çapak.

 FOAM RUBBER: Köpüksü kauçuk.

 FRICTIONING: Bir bezi friksiyonlu bir kalenderde kauçukla emprime etme.

G

 GRAIN: Tane

 GREEN STOCK: Ham, vulkanize olmamış kauçuk hamuru.

H

 HALOGEN: Klor, brom, iyot ve flordan oluşan element sınıfı 

 HEVEA BRASILIENSIS: Doğal kauçuk, aynı adlı ağaçtan elde edilir. Bir cis-poliisopren.

 HOT MELT ADHESIVE: Oda sıcaklığında genelde katı olup, sıcaklığın etkisiyle sıvılaşan, termoplastik yapıştırıcı karışım.

 HYSTERESIS: Vulkanize olmuş kauçuk bir parçanın hızlı deformasyonu neticesinde oluşan ısı. Deforme edici gerilmeyle, eski halin alınması sürecinin enerjisinin arasındaki farktır.

I

 ID: (Inside diameter) İç çap

 IIR: (Isobutene-isoprene rubber) Butil kauçuğun ASTM kısaltması.

 IMPACT STRENGTH: Malzemenin tek darbede enerji absorbe etme mukavemeti. Malzemenin kırılması için gerekli enerji.

 IMPREGNATE: Emprime etme. Bir malzemeyi bir kumaşa emdirme.

 INCOMPATIBILITY: Bağdaşmama. Bir malzemenin homojen bir sistem oluşturma özelliğinin olmaması.

 INERT: Etkisiz.

 INHIBITOR: Geciktirici.

 INJECTION MOLDING: Kauçuk karışımının bir ekstrüderin haznesinde ısıtıldıktan sonra kalıp boşluğuna (akışkan haldeyken) enjekte edildiği kalıplama işlemi.

 INSERT: Belli bir amaç doğrultusunda, kauçuk malzemenin içine yerleştirilen yabancı malzemeler (genellikle metal olur)

 INTERNAL MIXER: Banbury. Kapalı kauçuk karıştırma makinasıdır. İçinde, aralarında küçük açıklık bulunan, zıt yönlere dönen iki rotor bulunur.

 ISOPRENE – (CH2CICH3)-CH=CH2: Sıvı bir hidrokarbondur. Doğal kauçuğun tekrarlayan temel yapı birimidir.

 IZOD IMPACT TEST: Darbe dayanımını ölçmeye yarayan bir deney prosedürüdür.

K

 KNIT LINES (OR MARKS): Vulkanizasyon sırasında, kalıpta malzemenin bir bütün olarak akmaması sebebiyle oluşan birleşim yerlerindeki yüzey bozuklukları.

 KNOTS: Gergin lastikte beliren topaklar, yumrular.

L

 LAMINATE: 1- Yaprak halindeki malzemeleri bir pres ya da kalenderde ısı ve basınçla tek bir parça haline getirme. 2- Bu yöntemle üretilmiş malzeme.

 LATEX: Sıvı, koloit kauçuk emülsiyonu. Doğal veya sentetik kauçuğun ve de baz plastiklerin lateksi olabilir.

 LIGHT AGING: Işık etkisiyle yaşlanma.

 LOW TEMPERATURE FLEXIBILITY: Kauçuk bir ürünün düşük sıcaklıklarda servis verme yeteneğini yitirmeden, esnekliğini devam ettirebilme özelliği.

 LUBRICANTS: Yağlayıcılar

M

MANDREL: Maça.

 MASTICATE: Mastikasyon. Kauçuğu kırma işlemi. Hamur makinasında ya da kapalı karıştırıcılarda yapılabilir.

 MECHANICAL PROPERTIES: Mekanik özellikler.

 MECHANICAL RUBBER GOODS: Mühendislik ürünlerinde ve endüstride kullanılmak üzere üretilmiş kauçuk malzemelere verilen genel ad.

 MIGRATION: Kusma. Kauçuğun içindeki maddelerin, yüzeye hareket etmeleri (yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona)

 MILL: Hamur makinası.

 MOLD: Kalıp

 MOLD LUBRICATION: Kalıp ayırıcılar. Yağlayıcılar kauçuk içinde çözünmez. Sabunlar ve silikonlar kalıp ayırıcı olarak kalıbın iç yüzeyine spreylenir veya sürülür.

 MOLD SHRINKAGE: Malzemenin kalıptan çıktıktan sonra kalıp boşluğu ve malzeme arasındaki ölçü farkı (oda sıcaklığında).

 MONOMER: Kendileri veya benzer moleküllerle birleşerek polimerleri oluşturabilen küçük moleküllerdir.

 MOONEY SCORCH: Yüksek sıcaklıklarla Money Viskozimetresi kullanılarak bir karışımın pişme karakteristiğini belirlemek için uygulanan prosedür.

N

 NBR: Nitril kauçuğun ASTM kısaltması.

 NR: Doğal kauçuğun ASTM kısaltması.

 NATURAL RUBBER: Doğal Kauçuk. Bitki veya ağaçtan üretilir.

 NECKING: Boyun verme. Çekme sırasında bölgesel olarak kesit alanında daralma.

 NEOPRENE: Kloroprenin bir ticari adı.

 NITRILE RUBBER: Nitril Kauçuk. Akrilonitril ve bütadienin kopolimerleri.

 NON-STAINING: Renk vermeyen.

O

 OD: (Outside diameter). Dış çap.

 ODORANT: Vulkanize olmuş kauçuğun kokusunu maskelemek için karışıma katılan aromatik maddeler.

 OIL RESISTANCE: Yağ mukavemeti.

 OLEFIN: Genel formülü CnH2n olan doymamış alifatik hidrokarbon ailesi.

 OPEN CELL: Hücresel veya sünger kauçuğun hücrelerinin birbirleriyle bağlantılı olması durumu. Ürünün sıvıları emmesini sağlar.

 OVERCURE: Optimum vulkanizasyon süresinin aşımı.

P

 phr: parts per hundred of rubber. Kauçuk karışımındaki maddelerin oranını ifade etmek için kullanılan oranlama metodu.

 PARAFFINS: Doymuş karbon zincirlerine sahip alifatik bir hidrokarbon sınıfı.

 PERMANENT SET: Elastik bir malzemenin, maruz kaldığı deformasyondan sonra, orijinal haline dönememesi durumunda, arada kalan fark.

 PEROXIDE: Molekülünde bivalent –O-O- grubu içeren karışım. Son derece reaktiftirler ve güçlü oksidizasyon ajanlarıdırlar. Polimerizasyon reaksiyonlarında kullanılırlar.

 PHENOLIC: Aromatik bir fenolün bir aldehidle kondenzasyonu ile üretilen sentetik bir reçinedir.

 PLANTATION RUBBER: İnsan eliyle ekilmiş ağaç veya bitkilerden üretilen doğal kauçuktur.

 PLASTICITY: Bir malzemenin, deformasyon gerilimi kalktıktan sonra deforme olarak kalma eğilimidir.

 PLASTICIZER: Bir malzemenin içine konan, onun çalışılabilirliğini, elastikiyetini veya esnekliğini arttıran katkı maddesi.

 PLASTOMETER: Bir malzemenin plastisitesini ölçmeye yarayan alet.

 PLATEN: Plaka. Presin ısı ve basıncın malzemeye aktaran parçaları.

 PLY: Kat.

 PLY ADHESION: Kat yapışması. Katları ayırmak için gerekli kuvvet.

 POLYBUTADIENE: Aynı ya da farklı kimyasal kompozisyonlara sahip monomerlerin kimyasal kombinasyonlarından oluşan çeşitli polimerler.

 POLYMER: Aynı ya da farklı kimyasal kompozisyonlara sahip monomerlerin kimyasal kombinasyonlarından oluşan makro moleküler malzemeler.

 POLYMER CHAIN: Polimer Zinciri. Polimerlerin yapısını oluşturan form.

 POLYMERIZATION: Monomer moleküllerinin birbirlerine bağlanarak büyük moleküller oluşturduğu kimyasal reaksiyon.

 POST CURE: Pişmiş veya yarı pişmiş bir termosetting plastiğin ya da kauçuğun bir ya da birkaç özelliğini değiştirmek için yapılan ısı ya da ışın işlemi.

 PRECURE: Asıl vulkanizasyon işleminden önce gerçekleşen prematüre vulkanizasyon.

 PRESS CURE: Preste kalıpla yapılan vulkanizasyon işlemi.

 PRIMER: Malzemenin yüzeyine sürülür, yapıştırıcıdan önce uygulanır ve bağın performansını arttırır.

 PROCESSABILITY: İşlenebilirlik.

R

 RAW RUBBER: Ham kauçuk.

 RECLAIM: Rejenere kauçuk.

 RECOVERY: Eski haline dönme.

 REINFORCEMENT: Güçlendirici, takviye edici. Karbon karası gibi maddeler vulkanize olan kauçuğun fiziksel özelliklerini iyileştirirler.

 RESILIENCE: Deforme olmuş bir numunenin hızlı bir şekilde eski halini alma durumunda, çıkış enerjisinin giriş enerjisine oranıdır.

 RETARDER: Geciktirici. Prematüre vulkanizasyonu önleyen maddeler.

 RUBBER: Kauçuk

 RUBBER LATEX: Kauçuk lateksi. Kauçuğun ağaçtan elde edilen hali.

S

 SBR: Strene Butadiene Rubber. Sentetik kauçuk lateksi.

 SCORCH: Genellikle fazla ısı uygulamasından kaynaklanan prematüre vulkanizasyon.

 SHELF AGING: Kauçuk malzemenin normal atmosfer koşullarında, stok esnasında yaşlanması.

 SHORE HARDNESS: Shore sertliği.

 SKIM COAT: Bez üzerine kaplanan kauçuk katmanı.

 SOAPSTONE: Sabun taşı.

 SPECIFIC GRAVITY: Özgül ağırlık. Birim hacmin ağırlığı.

 STRAIN: Gerilim neticesinde oluşan uzama.

STRESS: Gerilim. Birim kesit alanına uygulanan kuvvet.

SUN CHEKING: Yüzeyde çatlaklar ve kırılmalar şeklinde oluşan, direk güneş ışığına maruz kalan malzemelerdeki yüzey hataları.

T

TACK: Bir polimerin ya da karışımın iki katmanının düşük basınç uygulamalarında birbirlerine yapışabilme özelliğidir.

TENSILE STRENGTH: Çekme Mukavemeti. Çekme sırasında numuneye, sürünme başlamadan önce uygulanabilen en büyük çekme gerilimini ifade eder.

TERPOLYMER: Üç farklı tip monomerden oluşan kopolimer.

THERMOPLASTIC: Tekrarlanır biçimde, yüksek sıcaklıklarda yumuşayan, düşük sıcaklıklarda sertleşen malzeme.

TRAPPED AIR: Vulkanizasyon sırasında malzemenin içinde kalan yada kalıp yüzeyiyle malzeme yüzeyi arasında kalan hava.

TUMBLING: Bir bitirme işlemi. Kalıplı malzemenin çapaklarını dönen bir tamburun içine koyup temizleme işlemi.

U

 ULTRA ACCELERATOR: Çok aktif bir hızlandırıcı sınıfı. Genellikle çok düşük miktarlarda kullanılırlar.

 ULTRAVIOLET LIGHT: Morötesi ışık.

 UNSATURATION: Doymamışlık

V

VISCOSITY: Viskozite. Bir malzemenin akmaya gösterdiği direnç.

 VOLUME COST: Hacim fiyatı. Birim hacme göre hesaplanan fiyat.

 VULCANIZATE: Vulkanizasyonla üretilmiş ürünlerin, şekil ve işlevden bağımsız genel adı.

 VULCANIZATION: Vulkanizasyon. Kauçuk karışımının kimyasal yapısındaki geri dönüşü olmayan, daha az plastik daha çok elastik olduğu, değişimdir (çapraz bağlanma). Daha çok kükürtle yapılan çapraz bağlanmayı ifade eder.

W

 WEATHERING: Dışarıda bekleme neticesinde malzeme yüzeyinde oluşan bozukluklar.

Y

 YIELD POINT: Akma noktası. Plastik deformasyona geçiş noktası.